Image
Bartu Özcan | Saturday, November 27, 2021 | Moda

Yenileyici tarım moda endüstrisindeki dönüşümün öncüsü olabilir mi?

Artık geri vermeden topraktan alamayacağımız felsefesi ile beslenen yenileyici tarım, ekosistemleri yeniden inşa ederek ve bozulmuş toprak biyoçeşitliliğini onararak iklim değişikliğini tersine çeviren tarım uygulamalarını kapsıyor.

Yenileyici (regenerative) tarım, modada değişimi tetikleyebilecek potansiyele sahip güçlü bir hareket olarak ön plana çıkıyor. Artık geri vermeden topraktan alamayacağımız felsefesi ile beslenen yenileyici tarım, ekosistemleri yeniden inşa ederek ve bozulmuş toprak biyoçeşitliliğini onararak iklim değişikliğini tersine çeviren tarım uygulamalarını kapsıyor.


Bu kavram, özellikle gezegenle tek taraflı ilişkisi ve ekosistemlere verdiği zarar ile tanınan bir endüstri olan moda için devrim niteliğindedir. Büyük markalar ve bağımsız tasarımcılar pandemi sırasında sürdürülebilirlik taahhütlerini daha ileriye taşısalar bile, "daha az kötü" olmak artık yeterli değil ve gerçekten fark yaratacak olan nokta çözümün bir parçası olmak için somut ve alternatif adımlar atmak.


Şimdiye kadar, "işin sürdürülebilirliği" çoğunlukla daha az enerji veya su kullanmak ve kirliliği azaltmak anlamına geliyordu. Ancak, çevreye somut fayda sağlayan ve gezegene geri dönen ürünler ortaya koymak gerçek bir kırılma noktası olabilir. Sadece bir sorunun etkisini hafifletmenin veya azaltmanın ötesinde fayda sağlayan bir çözüm bulabilmek oldukça kritik.


İlginç bir şekilde, yenileyici pratikler genellikle gıda ve tarım bağlamında daha iyi anlaşılsa da birçok kişi modanın bu çalışmaların ana akıma dönüşebileceği yer olduğuna inanıyor. Aslında endüstri, daha kalıcı doğası nedeniyle tartışmaya öncülük etmeye daha hazır çünkü kahvaltıda başkalarının ne yediğini bilmiyoruz ama ne giydiklerini biliyoruz.


Peki, yenileyici derken tam olarak neyi kast ediyoruz?


Yenileyici tarım, (şu anda modanın sürdürülebilirlik odağında en sık kullandığı kelimelerden birisi) kimyasalların kullanımından kaçınmanın yanı sıra, toprağı, bitkileri ve onu çevreleyen genel yaşam alanını aktif olarak yeniler ve güçlendirir. Tek bir ürün için yüzlerce dönüm arazi ve pestisit kullanımı ve derin toprak işleme gibi yetiştirme yöntemlerini gerektiren “geleneksel” bir çiftliğin tersine tek amaç olumlu bir etki yaratmaktır. Moda bağlamında ise pamukla sınırlı olmamakla birlikte çeşitli giyim ham maddeleri yetiştirerek dünyayı canlandırmak anlamına geliyor.


Çok uzun süredir, endüstri toplumu atmosfere orantısız düzeyde karbon salıyor ve günümüzün tarım uygulamaları, bu salınan karbonu ememeyen devasa çorak arazilere sebep oldu. Yenileyici tarım, birbirinin büyümesine ve gelişmesine yardımcı olan çeşitli mahsulleri tek bir yere stratejik olarak ekerek, doğanın zaten yaptığını taklit ediyor. Doğayı gözlemlediğimizde belirli alanda tek bir ürün göremeyiz, aksine büyük bir çeşitlilik görürüz. Bu çaba özünde, dünyanın bahsettiğimiz doğal ve çeşitliliği gözeten durumuna geri dönmesine izin vererek küresel ısınma sorununu onarmaya çalışıyor. Karmaşık ve bilimsel görünse de özünde basit ve kesinlikle yapılabilir uygulamalar bütünü.


Moda yenileyici tarımı benimsemeye hazır mı?


Moda endüstrisi açısından bakıldığında, yenileyici tarım büyüleyici. Ancak belirsizliğini koruyan nokta ise inisiyatife katılmanın ne kadar istekli olacağı. Moda, yaptığı hataları düzeltmek için bilinçli bir çaba gösteriyor gibi görünse de genellikle adım atmakta son derece geç kaldı.


Yeni üretim biçimlerini benimseme konusunda isteksiz olabilecek lüks markalar ve tasarımcılar hakkında, uzmanlar sürecin yavaş bir şekilde başlayacağını, ancak devamında değişmekten ve uyum sağlamaktan başka seçenekleri kalmayacağını belirtiyor. Özellikle tüketici talebinin değiştiğinin farkında oldukları için markaların önleyemeyeceği bir kırılma noktası olacak.


Kaynak: "Exclusive – The future of sustainable fashion lies in the hands of the agriculture industry", Sophia Phillips